HAKSIZ REKABET KAPSAMINDA TİCARİ SIRLAR 

Ticari Sır Nedir?

Ticari sır şirketlerin piyasadaki rakiplerine karşı üstünlük sağlamasına yardımcı olan bilgilerdir. Rekabette üstünlük sağlayan bu bilgilerin ticari sır sayılması için sektördeki üçüncü kişiler tarafından bilinmemesi ve piyasada ticari sır sahibi dışında kimse tarafından uygulanmıyor olması gerekmektedir.

Ticari sırlar hakkında 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) doğrudan bir tanımlama bulunmamakla beraber haksız rekabet hükümleri çerçevesinde korunmaktadır.

Haksız rekabet ise TTK uyarınca rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya diğer şekillerdeki dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar olarak tanımlanmaktadır. Kısaca aldatıcı veya dürüstlük kurallarına aykırı şekillerde gerçekleştirilen ticari uygulamaların haksız rekabet kapsamına girdiği anlaşılmaktadır.

Haksız rekabet hükümleri TTK madde 54 ve devamında düzenlenmiş olup haksız rekabet halleri madde 55’te sayılmıştır. Bunlar arasında üretim ve iş sırlarının yani ticari sırların ifşa edilmesi, üçüncü kişilere aktarılması, para karşılığı paylaşılması gibi fiiller de düzenlenmek suretiyle ticari sırların ihlali hali haksız rekabet kapsamına alınmıştır. Ticari sırların aşağıdaki hallerde ihlali haksız rekabet hükümleri ile korunmaktadır:

  • “İşçileri, vekilleri veya diğer yardımcı kişileri, işverenlerinin veya müvekkillerinin üretim ve iş sırlarını ifşa etmeye veya ele geçirmeye yöneltmek,” hali TTK’nın 55. maddesinin 1. fıkrasının b bendinin 3. alt bendinde düzenlenmiştir. Bu hüküm ile ticari sırları bilen bir kimseyi bildiği ticari sırları açıklamaya yöneltmek veya ticari sırları bilebilecek bir kimseyi ticari sırları ele geçirmeye yöneltmek halleri düzenlenmiş olup yöneltme eylemi de haksız rekabet kapsamına sokulmuştur.
  • Bir diğer düzenleme ise TTK’nın 55.maddesinin 1.fıkrasının d bendidir. Buna göre “üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek; özellikle, gizlice ve izinsiz olarak ele geçirdiği veya başkaca hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği bilgileri ve üretenin iş sırlarını değerlendiren veya başkalarına bildiren dürüstlüğe aykırı davranmış olur.” Anlaşıldığı üzere tıpkı bir kimseyi yöneltmek gibi gizlice ele geçirilen ya da haksız şekilde öğrenilen gizli bilgileri ve iş sırlarını ifşa etmek, değerlendirmek ve başkalarına bildirmek de hukuka ve dürüstlük kuralına aykırı eylemler olarak sayılmıştır.

Bu hallerin önüne geçmek, gerçekleşmemesi için önlemler almak ticari işletmeler için sağlıklı olacaktır. Zira ticari sırlar hem çalışanlar hem ticaret yaparken bilgi akışının zaruri olduğu üçüncü kişiler tarafından aktarılma, değerlendirilme, ifşa edilme tehlikesi altındadır.

 

Ticari Sırların İfşa Edilmesinin ve Aktarılmasının Önlenmesi için Neler Yapılabilir?

Ticari sırların ihlali halinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, haksız rekabet hükümleri uyarınca başvurulabilecek kanun yolları bulunsa da bu hususta tedbirler alınarak ihlal riskinin önüne geçilebilecektir

  • Gizlilik Sözleşmesi (NDA)

Ticari sırların ihlalinin önüne geçmek için çalışanlar ve ticari sırların aktarıldığı üçüncü kişiler ile mutlaka bir gizlilik sözleşmesi imzalanmalıdır. Bu sözleşme, ticari sırların ve gizli bilgilerin kapsamı belirtilerek ticari sırları ifşa etmenin veya aktarmanın yasak olduğu hakkında farkındalık yaratması bakımından önemlidir. Gizli bilgilerin ve ticari sırların hangi süreçler ve bilgilerden oluştuğu, kimlerle ne şekilde paylaşabileceği gibi hususların sözleşmede kapsamlıca düzenlenmesi gerekir. Gizlilik sözleşmesinin ticari sırları ve gizli bilgileri bilen taraflarca sözleşmenin caydırıcılığının artması için sözleşmenin ihlali halinde makul bir miktarda cezai şart da belirlenebilecektir. Burada cezai şartın makul bir miktar olarak belirlenmesi kritiktir. Aksi takdirde cezai şart orantısız olacağı gibi uygulanabilir de olmayacaktır.

  • Rekabet Yasağı Sözleşmesi (NCA)

Çalışanların görevden ayrıldıktan sonra, görevi sırasında öğrendiği ticari sırları hukuka aykırı şekilde kendi yararlarına kullanmasının önüne geçilmek için ise rekabet yasağı sözleşmesi imzalanmalıdır. Bu sözleşme çalışanın sadakat borcunun bir yansımasıdır. Belirtmek gerekir ki rekabet yasağı sözleşmesinin kapsamının geçerlilik şartlarına uygun olarak hazırlanmış olması önem arz etmektedir. Aksi halde rekabet yasağı sözleşmesi geçersiz olacaktır.

Geçerlilik şartları, (i)sözleşmenin en fazla 2 yıllık süre için yapılabilmesi, (ii) işverenin korunmaya değer menfaatinin olması, (iii) yer bakımından işverenin faaliyet gösterdiği bölge ile sınırlı olması, (iv) konu bakımından işverenin gerçekleştirdiği iş alanı ile ilgili işleri kapsaması, (v) işçinin fiil ehliyetinin bulunması, (vi) sözleşmesinin yazılı yapılması şeklindedir.

Rekabet yasağı sözleşmelerinin ihlali hali de gizlilik sözleşmeleri gibi cezai şart koşuluna bağlanabilecektir.

Hem gizlilik sözleşmesi hem rekabet yasağı sözleşmesi yapmak yerine, ticari sırların aktarıldığı üçüncü taraflarla yapılan sözleşmelere bu hususlar birer madde olarak da eklenebilecektir. Ancak ayrı birer sözleşme şeklinde hazırlanması hem caydırıcılık hem farkındalık açısından daha etkili bir yoldur.

 

Ticari Sırların İhlali Halinde Açılabilecek Davalar Nelerdir?

Ticari sırların ihlali halinde müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olanların başvurulabileceği hukuki yollar TTK’nın 56. maddesinde sayılmıştır. Sayılan davalar, ticari sırrı ihlal edilen tarafın bu ihlali öğrendiği günden itibaren bir yıl ve her halde bunların doğumundan itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.

Buna göre açılabilecek davalar şunlardır:

  1. Tespit Davası: Ticari sırların haksız şekilde ifşa edildiğinin, aktarıldığının, değerlendirildiğinin kısacası ihlal edildiğinin tespiti için açılaması gereken davadır. İhlal tehlikesi bulunması halinde de, ihlale sebebiyet veren eylem devam ettiği süre boyunca da ihlal son bulduktan sonra da açılabilir.
  2. Haksız Rekabetin Men’i Davası: Ticari sırların ihlaline sebebiyet veren eylemlerin devam etmesi, veya gelecekte ihlale sebebiyet verme tehlikesi bulunması hallerinde ihlale sebebiyet veren fiilin önlenmesi talepli dava açılabilir. Bu davanın açılabilmesi için ihlali gerçekleştiren kişinin kusurlu olması gerekmez.
  3. Haksız Rekabetin Ref’i Davası: Ticari sırların ifşası devam ederken veya tamamlanmış bir ihlalin sonuçlarına ilişkin olarak Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasının, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesinin ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasının istenebileceği davadır. İhlal gerçekleştiren kişinin kusuru aranmayacaktır.
  4. Maddi Tazminat Davası: Ticari sırların ihlalini gerçekleştirenin kusuru ve ihlal sebebiyle ortaya çıkmış maddi bir zarar bulunması gereklidir. Ticari sırları ihlal edilen kişi maddi tazminat davası yoluyla ortaya çıkan zararının giderilmesini isteyebilir.
  5. Manevi Tazminat Davası: Ticari sırların ihlalini gerçekleştirenin kusuru ve ihlal sebebiyle ortaya çıkmış manevi bir zarar bulunması gereklidir. Manevi zarara örnek olarak bir şirketin ticari sırlarının ifşa edilmesi sonucu yaşadığı itibar kaybı verilebilecektir. Manevi zarara ilişkin tazminat davası açılarak zararın giderilmesi istenebilir.

Leave Comments

Nunc velit metus, volutpat elementum euismod eget, cursus nec nunc.